Edirne Lisesi
1930 lu yıllarda okulumuzun, orta okul bölümünde kız öğrenci yoktu. Kızlar halkevinin yanında bulunan kız orta okulunda okurlar, lise öğretimi için okulumuza gelirlerdi.
Her ne kadar okulumuzun adı Edirne Erkek Lisesi olsa da, lise bölümü karma idi. 1935 – 1936 eğitim yılının sonunda bastırılan okul yıllığının kapağında da sadece EDİRNE LİSESİ yazmaktadır. Aralarında sonradan Milli Eğitim Bakanlığı da yapan İlhami Ertem’in de bulunduğu 1936 mezunlarının, altısı kız öğrenciydi. 1943 yılında halkevinin yanındaki kız orta okulu kapatılarak öğrencileri okulumuza nakledilince, Edirne Lisesi de, tam bir karma lise halini aldı.
1939 yılında İkinci Dünya Harbi başlayınca, Edirne için, dolayısıyla da lisemiz için sıkıntılı günler yeniden başlamış oldu. 1940-1941 ders yılı başında, okulumuzun parasız yatılı öğrencileri, Milli Eğitim Bakanlığınca, Kastamonu Lisesine nakledildiler. Aynı yıl Erkek İlk Öğretmen Okulu da bakanlıkca boşaltılarak, öğrencileri Sivas İlk Öğretmen okuluna taşınmıştır. 1941 yılında da Kız İlk Öğretmen okulu da boşaltılmış ve öğrencileri Konya’ya nakledilmiştir.
Bütün bu zor koşullara rağmen, Edirne Lisesi, eğitim ve öğretimine başarı ile devam etmiştir. Trakya Üniversitesinin kurucularından ve Edirne Tıp Fakültesinin ilk Dekanı, Sayın Prof. Dr. Suat Vural, Sayın Prof. Dr. Mehmet Akartuna, Sayın Dr. Sedat Erdoğmuş, Mimar Sinan Üniversitesinin ilk Rektörü, Sayın Prof. Dr. Muhteşem Giray, Sayın Prof. Dr. M. Kemal Öztunç, Sayın Dr. Adnan Arıcan ve Ege Üniversitesi Rektörlerinden Sayın Prof. Dr. Yusuf Vardar ile Edirne milletvekillerinden, Hukukçu Merhum Süleyman Bilgen ve Ziraat mühendisi Veli Gülkan Beyefendi de, ikinci dünya harbi yıllarında Lisemizden Mezun olan öğrencilerden bazılarıdır.
1940 yılında, Erkek İlk Öğretmen Okulunun boşaltmış olduğu bina, 1941-1942 öğretim yılından itibaren Edirne Lisesine verildi. Okulumuzun genişliyen imkanlarıyla birlikte, ilerliyen yıllarda öğrenci sayısında da artışlar görüldü. Bunda, İkinci Dünya Savaşından sonra, ülkemizde ki, nüfus artışıdaki hızlanışın da etkisi olamakla birlikte, eğitime olan ilgi ve isteğin artması da etkili olmuştur. Bir başka etkende, Edirne Lisesi 1955 -1956 ders yılına kadar trakyanın tek lisesidir.
1944 Yılında lisemiz mezunlarının İstanbulda kurduğu EDİRNE LİSESİNDEN YETİşENLER CEMİYETİNİ’nin önerisi ile, her yıl pilav günü düzenlemesi kararlaştılmış ve pilav günü olarakta 23 Nisan günü seçilmiştir. İlki 23 Nisan 1944 te yapılan ve geleneksel hale gelen PİLAV GÜNÜ’müz, altmışüç yıldan bu yana devam etmektedir. Her yıl Okulumuz İdaresi, Derneğimiz ve Vakfımızca ortaklaşa düzenlenen, pilav günümüz, camiamızı bir araya getiren, çok önemli etkinliklerden biridir.
1937 den itibaren okulun başında, Edirne Lisesine uzun yıllar hizmet eden efsane müdürü Cemal Gökçe bulunmaktadır. Batı normlarındaki tesisleri ve çok güçlü eğitim-öğretim kadrosu ile okulumuz, müstesna bir eğitim kurumu durumundadır. Bu yıllarda, Edirne Lisesinde disiplin esastır. Derslere paralel olarak sanatsal ve kültürel etkinlikler bütün hızıyla devam etmektedir. Bayrak şiirinin, ünlü şairi Arif Nihat Asya Bey de, bu yıllarda okulumuzda edebiyat öğretmeni olarak görev yapmaktadır. 1950 yılında, rahmetli Cemal Gökçe’nin ayrılmasından sonraki yıllarda, Okul müdürleri sık sık değişmiştir.
9 Ocak 1951 Salı günü Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes okulumuzu ziyaret etmişler ve akşam okulumuzun camlı orta salonunda şereflerine verilen ziyafete katılmışlardır.
1952 – 1953 ders yılının son günlerinde, 24 haziran 1953 sabahı Edirne’de büyük bir deprem olmuştu. Bu depremde, okulumuzun her iki binası da büyük hasar gördü. Özellikle yukarıdaki orta kısım olarak kullanılan eski bina çok kötü durumdaydı. Ben okula o günlerde kayıt olduğum için çok iyi hatırlıyorum. Sınavlar, aşağıdaki lise binasının bahçesinde yapılmaktaydı: Bahçenin bir köşesine bir kara tahta çıkarılmış, onun yanındaki masada da Cahit Bey(Kabak), Selim Bey(Çolak) ve Doğan bey oturuyorlar, bir abla da tahtanın başında birşeyler yazıyordu. Belli ki Matematik sınavı vardı.
Gerekli tedbirler Milli Eğitim Müdürlüğünce alınmış olmalı ki, 1953-1954 ders yılında, biz ortaokul öğrencileri, ikili öğretim şeklinde, Ticaret Lisesi binasında ve yanındaki halk eğitim merkezinin bir kısım odalarında eğitim gördük. Lise sınıfları da Kaleiçindeki, bugünkü şehit Asım İlköğretim okulunda eğitimlerine devam ettiler. Okulumuzun yatılı kısmı kapatıldı, parasız yatılı olan öğrenciler, İstanbul Haydarpaşa Lisesine nakledildiler. Okulumuzun iki binasında da onarım işlemlerine hemen başlandı. O zaman ders yılı üç kanaat dönemine ayrılırdı, dolayısıylada üç karne alırdık. Lise binasının onarımı süratle tamamlanınca, birinci karne tatilinden sonra, (25 Ocak 1954 Pazartesi günü) ikinci kanaat dönemini lise binasında okuduk. Lise sınıfları üst katlarda, Ortaokul sınıfları bodrum katta. Yukarıdaki eski lise binasının onarımı hayli uzun sürdü. Bu bina ancak, 1955 – 1956 ders yılının, üçüncü kanaat döneminde, yeniden kullanıma açılabildi.
Efsane müdürümüz Cemal Gökçe’ nin ayrılışı ve 1953 te yaşanan depremin de büyük etkisiyle olsa gerek, okulumuz hafif bir duraklama devri geçirmiş oldu. Lisemizin müdürlüğüne, 1955 yılında çok iyi bir eğitimci ve yönetici olan Esat Onatkut Bey atandı. Okulumuzun efsane hocası Süleyman Yuğnak’ta, o yıllarda Müdür Başyardımcısıydı. Edirne Lisesi bu yıllarda büyük atak yaparak, gerek eğitim ve öğretimde, gerekse sosyal, kültürel ve sportif alanda büyük başarılar kazandı. Bu dönem de birçok yenilik ve değişiklik görüldü. Okul Bandosu bu dönemde kuruldu. Bayramlarda, tüm okullar Belediye Bandosu eşliğinde geçit yaparken, sıra Edirne Lisesine geldiğinde Belediye Bandosu yerini okulumuz bandosuna bırakırdı. Yine bu yıllarda kurulan, Aletli jimnastik grubu bir harika idi. Barfiks, barparalel, halka, kasa ve minder, her biri ayrı ayrı ekiplerdi. Eminimki o zaman jimnastik federasyonu olsaydı ve milli müsabakalar yapılsaydı, bu spocularımız milli takımı oluştururlardı. (Gökalp Yuğnak, Mertol Çetinyalçın, Fethi Köprülü, Mehmet Eke, Yaman Akkaya ve Hüseyin Ağırseven bunlardan sadece birkaçıdır)
Edirne Lisesi Marşıda bu yıllarda çıkarılmış olup, yaklaşık elli yıldır severek söylemekteyiz. Esat Onatkutla başlatılan bir gelenek de, okulun bayrak ve flamasının, son sınıflar tarafından bir sonraki sınıfa devir – teslim töreni idi. Bu törene çok önem verilir ve günler öncesinden hazırlanılırdı. Bir başka yenilikse kız öğrencilerin kıyafetlerinde yapıldı. Uzun yıllar siyah önlük giyen kız öğrenciler, artık bej rengi buluzlarıyla vede kahverengi (dame de sion) stili önlükleriyle çok şıktılar.
O zaman çarşamba günleri, öğleye kadar ders yapılırdı. Öğleden sonrası, sosyal ve kültürel etkinliklere ayrılmıştı. Cumartesi günleri de öğleye kadar ders vardı. Esat beyin müdürlüğü sırasında hiçbir çarşamba ve cumartesi boş geçmezdi. Okulda mutlaka bir konser, münazara, sergi, konferans veya tiyatro olurdu. Hatta 1959-1960 ders yılında, öğrenciler ilk kez ingilizce bir tiyatro eseri de oynamışlardı.
1957 yılında (AFS) örgütüyle yapılan bir anlaşma sonucunda, okulumuz öğrencilerinden seçilen bazı arkadaşlarımız, bir yıl süre ile Amerika Birleşik Devletlerinde okudular. Bu proğrama katılan ilk üç arkadaşımız Bilim Ertekin (Makine Mühendisi ve Petkim E. Müdürü), Aynur Sümer (Dünya Bankasında Uzman) ve Özer Ertuna (Boğaziçi Üniversitesinde Prof. Dr.) olmuştur. Daha sonraki yıllarda, birçok arkadaşımız bu proğramdan yararlanarak Amerikaya gittiler.
Ayni yıllarda okulumuzun öğretmenlerinden de, bilgi ve görgülerini arttırmak amacıyla Amerika Birleşik Devletlerine gönderilenler olmuştur. Esat Onatkut, Jülide Hızlılar, Gönül Tunaman ve Nedim Hızlılar bunlardan bazılarıdır.
1953 Yılındaki deprem nedeniyle kapatılan pansiyon (yatılı bölüm) 1956 yılında yeniden faaliyete geçirildi. Yaklaşık 250 öğrenciye hizmet veren okulumuz pansiyonunda çeşitli tipte yatılı öğrenciler kalmaktaydılar.
Parasız yatılılar ki, bunlarda iki guruba ayrılırlardı. Birincisi Türkiyenin çeşitli illerinden, parasız yatılı sınavlarını kazanarak, okulumuza gelen öğrencilerdi. İkinci ise, Batı Trakyadaki, Türk Konsolosluklarında yapılan sınavlara girerek, başarılı olan Türk asıllı çocuklardı. Ayrıca Devlet Demiryolları personelinin çocukları ile Ziraat Bankası personelinin çocukları da okulumuzda yatılı olarak okurlardı.
Bu öğrencilere tek tip kıyafetler verildiği için, fark edilirlerdi. Bunların dışında paralı yatılı olarak Trakyanın çeşitli yerlerinden gelmiş öğrencilerde vardı.
Batı Trakyalı Türk öğrencilerin okuldaki velileri, babaları, her şeyleri Müdür Başyardmcısı olan Süleyman Yuğnak beydi, onları kendi çocuklarından ayırmaz, her şeyleriyle çok yakından ilgilenirdi. Bu öğrenciler genelde çok çalışkan olurlardı. Bir çoğu sonradan yüksek öğrenimlerini de Türkiyede tamamladılar. İçlerinden Cavittin Yenal yüksek öğretiminden sonra Edirneye yerleşerek 1977 seçimlerinde Edirne Milletvekili oldu.
Edirne Lisesi Meriç Oymağının izcileri, o yıllarda çok çeşitli etkinlikler yapmakta olup, yurt çapında yapılan ulusal ve uluslararası kamplarda, Edirneyi başarıyla temsil etmekteydiler. Türkiye İzciler Birliği tarafından, 1959 yılında Ankarada düzenlenen, Kızılcahamam – Ankara arasındaki 86 kilometrelik yürüyüş müsabakasına, Edirne Lisesi izcileri de davet edildiler. Meriç Oymağının, Gökalp Yuğnak (Obabaşı), Atıl Erman, Tunç Üçer, Erhan Alpman, Ahmet Benakman, Erdoğan Köylüoğlu ve Ayhan Sümerden oluşan kartal obası bu yarışı 10 saat 32 dakikada rekor kırarak birincilikle bitirdi.
Bu ekip ellerinde birincilik kupasıyla, pazartesi sabahı, Karaağaçta trenden inipte, Edirne Lisesi binasına vardıklarında, öğrenciler bayrak töreni için, okulun camlı, orta salonunda toplanmışlardı. Öğretmen ve öğrenciler, Edirne Lisesi izcilerinin, Türkiye çapında kazandığı bu başarıdan dolayı, gurur duyuyor ve onları candan alkışlıyorlardı. Esat Onatkut bey bir konuşma yaparak izcileri kutladı. Süleyman Yuğnak bey ise duyduğu gurur ve mutluluktan göz yaşlarına hakim olamayarak, onları bağrına basmış ağlıyordu. Meriç Oymağı izcileri bu başarılarını ertesi yılda devam ettirdiler.
1960 yılındaki yürüyüş müsabakasına katılan oba ise, Atıl Erman (Obabaşı), Tunç Üçer, Taylan Dağdeviren, Burhan İşcan, Halit Aksu, şeref Koçyiğit ve Mehmet Kızılay’dan oluşmaktadır. Sonuç, yine birincilik ve 10 saat 29 dakika ile yeni bir rekor daha kırıldı.
Çok uzun bir aradan sonra 1960 yılında, yeniden bir okul yıllığı bastırılmış oldu. Bu yıllıkta okulu ve eğitim-öğretim kadrosunu anlatan bol resimler ve bilgiler bulunmaktadır. yıllığın bir yerinde de zamanın Valisi Nihat Danişment’e ve Milli Eğitim Müdürü Bedri Aloğan’a okulun onarılmasında verdikleri destek ve yardımları nedeniyle teşekkür edilmektedir.
Sosyal, kültürel ve sportif alandaki başarılara paralel olarak, eğitim alanında da başarılar devam etmekte ve bu okuldan yetişen gençler, yüksek öğretimde de, hayatta da başarılı olarak, bu ülkeye büyük hizmetler vermektedirler. Cemal Gökçe beyin ve Esat Onatkut beyin başlattığı güzelliklere ve geleneklere, sonraki yıllarda, başkaları da eklenerek, günümüze kadar devam etmektedir.
1960 yılların ortalarına doğru, gerek hızlı nüfus artışı, gerekse de kentin göç almaya başlaması sonucu, okul binasının, ihtiyacı karşılayamadığı düşüncesiyle, çare olarak, daha büyük bir bina yapılarak, Edirne lisesinin oraya taşınması gibi, son derece yanlış bir yol seçilmiştir.
Sanki her şehirde, bir tek lise olurmuş gibi düşünülmüştür. Oysaki bu ödenekle, şehrin diğer semtlerlerine, yeni liseler açılabilirdi. Ortaokulun Edirne Lisesinden ayrılarak, bağımsız bir ortaokul haline getirilişinin de, ne yarar sağladığını ve hangi düşünceyle yapıldığını, hala anlayamadığımızı belirtmek isteriz. En azından ortaokul sınıfları başka bir yere taşınabilir ve bu tarihi bina lise sınıflarınca kullanılarak lisenin kapasitesi arttırılabilirdi. Büyük iddialarla yapılan Ayşekadın’daki lise binası son derece sıradan bir bina olup, 19. yüzyılın sonlarında yapılmış olan, tarihi binalarımızın sahip olduğu niteliklerden de yoksundu.
Bu, sadece bilgisizliğin ve dar görüşlülüğün bir sonucumuydu? Yoksa birileri bunu başka amaçlarla mı yaptılar? Camiamız yine de, konuya iyi niyetle yaklaşarak, olumlu bakmak istektedir.
1970 – 1971 Eğitim ve öğretim yılından itibaren, Edirne Lisesi, Ayşekadın semtinde yeni inşa edilen binada, eğitime başlamış oldu. Camiamız okulumuzu yine yalnız bırakmadı, geleneklerini sürdürdü.
Daha tarihi mekanlarımızdan ayrılmanın üzüntüsü geçmeden, 26 Haziran 1978 gecesi, sabaha karşı çıkan bir yangınla (sorumluları hala bulunamamıştır) Tarihi binamızın mahvoluşunun acısı, bu kez yüreğimizi dağladı. Okulumuz 1980 li ve 1990 lı yıllarda da, olanaklarının elverdiği oranda, iyi öğrenciler yetiştirdi. Kültürel ve sosyal etkinlikler düzenledi. Bir çok sportif başarılar kazandı.